Hakkımızda
- Ana Sayfa
- Hakkımızda


Aman Allah'ım !!!
Birilerinin beni duyacağını ve hikayemi merak edeceğini biliyordum. Ama bu kadar kısa zamanda olacağını tahmin etmiyordum. Merak ettiğin için çok mutluyum ve seni daha fazla bekletmek istemiyorum.
Öyleyse…
Sana kendimi ve SPROSS’un kuruluş hikayesini anlatmaya başlıyorum.
Hazır mısın?
Çayını, kahveni al, arkana yaslan. Az sonra gerçek bir yaşam ve başarı öyküsü okuyacaksın. Gönül isterdi ki sana ailemden kalan küçük bir dükkanı nasıl büyük bir mağazalar zincirine dönüştürdüğümü ya da 3 kuruş parayla satın aldığım yeri nasıl devasa bir yere dönüştürdüğümü anlatayım. Ama maalesef şaşkınlıktan çayını, kahveni bile yudumlamayı unutturacak bir hikayem yok.

Başlayalım mı?
1970 yılında ailemin işçi olarak gittiği Almanya’da dünyaya geldim. Çocukluğum Almanya’da geçti ve eğitim hayatımı da vatan hasreti içerisinde yine Almanya’da tamamladım. Çok şanslıyım ki, hayat karşıma harika birini çıkardı, evlendim. Pırlanta gibi 2 evlat sahibi oldum. Tüm bu sürecin vatan hasreti ile geçtiğini sanırım söylememe gerek bile yok. Vatan hasretinin ne demek olduğunu yaşayanlar çok iyi bilir. Bu hasreti yaşamayanlarsa çok şanslı!

Çocukluğumdan beri üretmeyi çok sevdim. En çok da rengarenk düşler ürettim. Vatanıma kavuşmam için bana kanat olan düşler...
Bu düşümü çocuklarıma da aşılamaya çalıştım. Kocaman dünyaları olsun, hep çalışsınlar, hep üretsinler, hiç yılmasınlar istedim. Çünkü hayatım boyunca düşlerim bana kanatlanıp uçmayı öğretti. Uzun zaman hayalini kurduğum kafe açmaktı ve artık bu hayalimi gerçeğe dönüştürmenin vaktinin geldiğini anladım. Neden mi? Çünkü sadece düşlemek hiç bir işe yaramıyor.

2001 yılında franchise olarak ilk işletmemi açtım!
Tabii ki yanımda ailem ve o zamanlar çok büyük desteğini gördüğüm abim vardı. (canım abim benim)...Peki, ilk girişimci adımlarım kolay mıydı?
Asla!
O dönem tecrübesizliğimden kaynaklanan o kadar çok sorun yaşadım ki, inanmakta bile güçlük çekersiniz. Çünkü gerçekler, düşler kadar pürüzsüz değil. İşte böyle zamanlarda da kişiliğim; iradeli ve kararlı olmam, ön plana çıkıyordu. İradem o kadar güçlüydü ki zorluklar önümde küçülüyordu, tüm pürüzleri tek tek ortadan kaldırıyordum. Ama sana bir şey söyleyeyim mi? Karşıma çıkan hiçbir zorluk beni yıldırmadı. Aksine daha da güçlendim. Çünkü işimi çok seviyordum. Ayrıca vazgeçmek, pes etmek hiç bana göre değil, hiç olmadı!
Kafe açmak benim hayalimdi ve hayalime sahip çıktım; bu sektörde ben de varım dedim!
Şöyle geriye dönüp baktığımda, tüm zorluklara rağmen başarılı olmamı sağlayan unsurların neler olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyorum.
Sahi, ben aslan burcu olduğumu söylemiş miydim?


Dönelim SPROSS’un hikayesine…
2001 yılından 2015 yılına kadar franchise olarak farklı illerde kafe/fırınlar açtım. “Açtığım tüm kafeler çok başarılı oldu” demeyi çok isterdim ama maalesef öyle olmadı. Tabii başarısızlıklar da yaşadım. Hayat bazı şakalar yaptı bana… Komik olmayan, beni güldürmeyen şakalar. Bu şakalardan dersler çıkardım, tecrübeler kazandım. Dedim ya pes etmek yok benim karakterimde… Zorluklarla hep savaştım, kendime her zaman yeni kapılar aralamayı başardım.

İlk soru şuydu: İsmi ne olacak?
Verdiğim bunca emeği özetleyen bir kelime olmalıydı. Gece gündüz aklımda binlerce kelimeyi gezdirdikten sonra '' fidan'' kelimesinin Almancası olan SPROSS adına karar verdim. Çünkü tam da beni anlatıyordu.
Neden mi?
Çünkü ulu ağaçlar 1 fidandan yetişir!
2015 yılında SPROSS ismini tescil ettirdim ve marka haline getirdim. Laf aramızda, zamanında çok büyük bir cesaret örneği sergileyerek hiç tanınmamış bir isimle yola devam etme kararı almamın ve bugün SPROSS franchise konseptini veriyor olmanın da haklı gururunu yaşıyorum.
Ama hak etmemiş miyim?
Gelelim Türkiye macerama...
Orada vatan sevgim ve memleket özlemim hep içimdeydi. Bu yoğun iş temposu içerisinde yılda en fazla 10 gün izin yapabiliyorduk ve ailemle tüm izin günlerimizi ülkemizde geçirmeyi tercih ediyorduk. 10 günlük iznimizi başka ülkelerde geçirmek hiç bize göre değildi.
Yine izne geldiğimiz bir gün bir hayal beni harekete geçirdi.Spross'u Türkiye'ye getirme heyecanı beni renkli hayalllere sürükledi. '' Neden olmasın'' dedim. Almanya'da ektiğim bu fidanı Türkiye'de bir ağaç haline getirmek ve bu serüvene memleketim Kütahya'da başlamak, bu ağacın gölgesinde birlikte keyifle sohbet etmek istedim.
Öylede oldu.
Biz geliyoruz...
SPROSS'un bugünkü başarı öyküsüne baktığımda, bu başarımın arkasında Almanya'da 10'dan fazla şubesinde sayısız müşteri memnuniyetinin ve çok kaliteli personelden ödün vermemek prensiplerinin olduğunu söyleyebilirim. Disiplinli çalışmayı da eklemeden geçemeyeceğim. Bu ilkelerden ödün vermeden şimdi SPROSS'u da bavuluma koyarak anavatanıma gelmeye hazırlanıyorum.
SPROSS bir başarı öyküsüdür.
Aman Allah'ım şok oldum!
Tamamını okudun demek...
Gerçekten çok mutlu oldum.
Bizi tanımak için zaman ayırmış olmana çok sevindim.
Teşekkürler!
Tanışmak için SPROSS'ta görüşmek dileğiyle...
Almanya'dan kucak dolusu sevgiler...